Dijital Detoks: Sosyal Medyadan Uzaklaşmanın Faydaları ve Yolları..

Günümüz dünyasında akıllı telefonlar ve sosyal medya uygulamaları, adeta elimizin bir uzantısı haline geldi. Bilgiye anında ulaşma, arkadaşlarla bağlantı kurma, eğlenme ve hatta iş yapma gibi pek çok faydası olsa da, bu dijital dünyanın aşırı ve bilinçsiz kullanımı, hem bireysel sağlığımızı hem de sosyal yaşamımızı derinden etkileyen ciddi sorunlara yol açabiliyor. Bu konuda bazı devletler, uzmanlar ve aileler bazı tedbirler geliştirmekte. Peki, sürekli elimizde olan telefonların ve sosyal medyanın olumsuz etkilerinden nasıl korunabiliriz? Cevap: Dijital Detoks.

Çakal Soru

9 min oku

Aşırı Sosyal Medya Kullanımının Görünmeyen ve Zararlı Yüzü

Sosyal medyada sürekli video izlemek, yorum yazmak, içerik üretmek veya başkalarının paylaşımlarını takip etmek, sandığımızdan çok daha fazla zarar verebilir. Bu alışkanlıklar, farkında olmadan yaşam kalitemizi düşürebilir ve çeşitli alanlarda olumsuz sonuçlar doğurabilir. Sırf zaman geçirmek için yaptığımız bu eylemler farkında olmadan bizleri olumsuz etkileyebilmektedir bunları gelin birlikte inceleyelim.

1. Zihinsel ve Duygusal Sağlık Üzerindeki Derin Etkiler

Dijital platformlar, beynimizde dopamin salgılanmasını tetikleyerek bir tür bağımlılık döngüsü yaratabilir. İzlediğimiz videolar baktığımız görüntüler zihnimizde mutluluk hormonu salgılayabilir. Sürekli gelen bildirimler ve yeni içerik beklentisi, beynimizi sürekli uyanık ve tetikte tutar, bu da dikkat dağınıklığına yol açar ve odaklanma becerimizi köreltir. Özellikle sosyal medyada "mükemmel" görünen hayatları sürekli görmek, kullanıcıları kıyaslamaya iter; bu da yetersizlik, kaygı, depresyon ve yoğun bir yalnızlık hissini tetikleyebilir. Unutmayın ki sosyal medyada gördüğünüz mükemmel hayatlar mutlu yüzler sosyal medyada sırf etkileşim alabilmek için olabilmektedir. Başkalarının hayatlarını kaçırma korkusu (FOMO - Fear of Missing Out), kullanıcıyı sürekli online kalmaya zorlayarak kronik anksiyeteye neden olabilir. Siber zorbalık, olumsuz yorumlar ve nefret söylemi de mental sağlığı derinden etkileyen diğer faktörlerdir. Bunun gibi stres ve huzursuzluk içeren duyguları ailenize yansıtmamaya dikkat edelim.

2. Fiziksel Sağlık Üzerindeki Yıkıcı Etkiler

Telefonu sürekli aşağıya doğru bakarak kullanma alışkanlığı, "akıllı telefon boynu" olarak bilinen duruma yol açar. Başımızın normal ağırlığı yaklaşık 4-5 kg iken, boynumuzu 45-60 derece eğdiğimizde bu ağırlık 20-27 kg'a kadar çıkabilir. Bu durum, zamanla boyun kaslarında gerginliğe, kronik ağrıya ve hatta boyun fıtığı gibi ciddi omurga problemlerine neden olabilir. Sürekli elde telefon tutma ve parmakları kullanma, bileklerde ve parmaklarda tendinit (örneğin de Quervain tenosinoviti) ve karpal tünel sendromu belirtileri gibi iltihabi durumlara yol açar.

Uzun süre küçük bir ekrana odaklanmak göz yorgunluğuna (dijital göz yorgunluğu), gözlerde kuruluk, kaşıntı, batma hissi, bulanık görme ve baş ağrısına neden olur. Ayrıca, telefon ekranlarından yayılan mavi ışık, vücudumuzun melatonin üretimini baskılayarak uyku düzenini bozar ve kalitesiz uykuya, hatta kronik uykusuzluğa yol açabilir. Telefonla geçirilen uzun saatler, fiziksel aktiviteden çalınan zamandır. Bu hareketsiz yaşam tarzı, obezite, kalp rahatsızlıkları ve diyabet gibi ciddi sağlık sorunlarının riskini artırır ve vücudun hareketsiz kalmasıyla bir çok kas grubu ve diğer sistemler etkilenir.

3. Aile ve Arkadaş İlişkileri Üzerindeki Tahrip Edici Etkiler

Dijital cihazlara aşırı bağlılık, maalesef gerçek dünya ilişkilerimizi de olumsuz etkiler. Aile üyeleri aynı ortamda olsalar bile herkesin elinde telefon olması, yüz yüze iletişimi ve anlamlı sohbetleri azaltır. Bu durum, aile içinde yabancılaşmaya, ihmal edilmişlik hissine ve birbirini dinlememe sorunlarına yol açabilir. Çocuklar ve eşler, sürekli telefonla meşgul olan bir aile üyesi tarafından önemsenmediklerini hissedebilirler. Yemek masası gibi ortak zamanlarda bile telefonların kullanılması, aile bağlarını zayıflatır ve tartışmalara neden olabilir.

Arkadaşlarla buluşulduğunda bile sürekli telefonlara bakılması, samimi sohbetleri ve derin bağlantıları engeller. Fiziksel olarak birlikte olunsa da zihinsel olarak herkesin kendi dijital dünyasında olması, ortamın kalitesini düşürür. Sosyal medya üzerinden yapılan yazışmalar, yüz yüze iletişimdeki mimik ve tonlama eksikliği nedeniyle yanlış anlaşılmalara yol açarak gereksiz tartışmalara ve kırgınlıklara sebep olabilir. Sürekli dijital onay arayışı, anın tadını çıkarmaktan ziyade paylaşım yapma ve beğeni toplama odaklı bir davranışa dönüşebilir, bu da arkadaşları rahatsız edebilir. Önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz gibi başkalarının yapay veya gerçek mükemmel hayatlarını mutluluklarını imrenerek bakmak ve kendi halinden dolayı bu duruma üzüntü kaygı gibi kötü duygular hissetmeyi de bu başlığa ekleyebiliriz sonuç da bu duygular en yakınlarımızı da etkileyebilr.

Dijital Detoks Nedir ve Neden Hayatidir?

Dijital detoks, belirli bir süre boyunca dijital cihazlardan (akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler vb.) ve özellikle sosyal medya platformlarından bilinçli ve iradeli bir şekilde uzaklaşma eylemidir. Hatta tanıdığım bazı insanlar telefonları bile üstlerinde taşımazlar. Bu, tamamen teknolojiye sırt çevirmekten ziyade, daha dengeli, sağlıklı ve bilinçli bir dijital kullanım alışkanlığı edinmeyi hedefler. Amacı, zihinsel, fiziksel ve sosyal sağlığımızı yeniden dengelemek, gerçek dünyaya dönmek ve dijital bağımlılığın olumsuz etkilerini tersine çevirmektir. Tamamen zararlıdır demiyoruz sadece her şeyin fazlası zarardır kelimesini hatırlamakta fayda var diyoruz.

Dijital Detoksun Yaşam Kalitesine Katkıları:

  • Zihinsel Berraklık ve Odaklanma Artışı: Sürekli bildirim ve içerik bombardımanından uzaklaşmak, zihni sakinleştirir, düşünme süreçlerini netleştirir ve odaklanma becerisini gözle görülür şekilde geliştirir. Aklınıza gelen herhangi bir şeyi daha detaylı ve belki de işe yarar bir hale dönüşmesinde önemli etkisi vardır.

  • Stres ve Anksiyetede Azalma: Kıyaslama, siber zorbalık ve FOMO gibi durumların yarattığı sürekli baskı ortadan kalkar, bu da genel stres seviyesinde ve anksiyete semptomlarında belirgin bir azalma sağlar. Unutmayın ki sosyal medyada gördükleriniz sadece etkileşim yapmak için paylaşılmış içerikler olabilir ki çoğu içerikler öyle. Ne demiş büyüklerimiz sahte hayatlar sahte mutluluktansa samimi yalnızlık veya bir dost, eş, arkadaş yeter bize.

  • Daha Kaliteli ve Dinlendirici Uyku: Mavi ışığa maruziyet azaldıkça vücudun doğal melatonin üretimi desteklenir, uyku düzeni normale döner, böylece daha derin ve dinlendirici bir uyku sağlanır. Güneş ışığı vücudu uyandırır, güne hazırlar ; karanlık ise artık dinlenme vaktinin geldiğini vücuda bildirir kısacası bu yapay ışıklar vücudumuzun dengesini bozabilir.

  • Gelişmiş Gerçek İlişkiler: Yüz yüze iletişime daha fazla zaman ayrıldıkça aile ve arkadaşlarla daha anlamlı, derin ve samimi bağlantılar kurulur. Gerçek hayattaki anların tadı daha iyi çıkarılır. Telefonda mesajlaşarak iletişimde mimik eksikliği ve ses tonlamaları olmadan kurulan anlaşma yanlıış anlaşılmalara sebebiyet verebilir.

  • Artan Yaratıcılık ve Üretkenlik: Boşa harcanan sosyal medya zamanları, hobiler edinmeye, yeni şeyler öğrenmeye, kişisel projelere veya yaratıcı aktivitelere yönelerek değerlendirilir. Bu da genel üretkenliği ve yaşam tatminini artırır. Kişisel gelişim için gereken zamanı bulabiliriz bu sayede kitap okumak, film izlemek, enstrüman öğrenmek buna örnek olabilir.

  • Fiziksel İyilik Hali ve Enerji Artışı: Duruş bozuklukları, göz yorgunluğu, baş ağrıları ve bilek ağrıları gibi fiziksel şikayetlerde azalma görülür. Daha fazla fiziksel aktiviteye zaman ayırmak genel enerji seviyesini yükseltir.

  • Anın Tadını Çıkarma: Sürekli fotoğraf çekme veya paylaşma dürtüsü yerine, yaşanan anın kendisine odaklanmak, farkındalığı artırır ve deneyimlerden daha fazla keyif almayı sağlar. Gün boyu sadece fotoğraf çeken ve o anları telefonun ekranından izleyen çok insan tanıyorum, o anları kendi gözlerinizle anı yaşayarak tadını çıkarmanın tadının daha güzel olduğunu farkettiğiniz an neler kaybettiğinizi ve zamanın geçip bittiğini anladığınız an umarım sizler için geç olmamış olur. Bu mükemmeliyetçiliği bırakalım artık ve hatıra kalması için az sayıda foto çekmek kafi diye düşünüyorum.

Dijital Detoks Yolları: Bilinçli Kullanım İçin Pratik Adımlar

Dijital detoks yapmak için radikal kararlar almanıza veya teknolojiyi tamamen terk etmenize gerek yok. Küçük ama düzenli adımlarla başlayarak sağlıklı alışkanlıklar edinebilirsiniz:

  1. Süre Sınırları Belirleyin ve Uygulayın: Telefonunuzun uygulama kullanım sürelerini gösteren özelliklerinden veya üçüncü parti uygulamalardan faydalanarak belirli uygulamalara veya genel ekran sürenize sınırlar koyun. Bu sürelere uymak için kendinizi disipline edin.

  2. Bildirimleri Akıllıca Yönetin: Sürekli gelen bildirimler, dikkatimizi en çok dağıtan unsurlardır. Önemli olmayan veya sürekli dikkat gerektirmeyen uygulamaların bildirimlerini kapatın. Yalnızca gerçekten acil durumlarda veya önemli işlerde bildirim almayı tercih edin.

  3. Yatak Odasını Teknolojiden Arındırın: Yatmadan en az bir saat önce telefon, tablet, bilgisayar gibi tüm dijital cihazları yatak odasından çıkarın. Bu, mavi ışığın melatonin üzerindeki olumsuz etkisini azaltır ve uyku kalitenizi artırır. Alarm için geleneksel bir çalar saat kullanın.

  4. Bilinçli İçerik Tüketicisi Olun: Sosyal medyada sizi olumsuz etkileyen, stres veren, kıyaslamaya iten veya gereksiz yere zamanınızı çalan hesapları takip etmeyi bırakın. Sadece ilham veren, bilgi veren ve size gerçekten fayda sağlayan içerikleri takip edin.

  5. Gerçek Hobiler ve Fiziksel Aktiviteler Edinin: Dijital dünyadan koptuğunuz zamanı doldurmak için okumak, spor yapmak (yürüyüş, koşu, yoga), müzik dinlemek, enstrüman çalmak, resim yapmak, yemek pişirmek, doğada vakit geçirmek gibi dijital olmayan aktivitelere yönelin. Bu hobiler, zihinsel ve fiziksel sağlığınızı destekler.

  6. Yemek Saatlerini ve Sosyal Buluşmaları Telefonsuz Yapın: Ailenizle veya arkadaşlarınızla bir aradayken telefonları masadan kaldırın, sessize alın veya bir kenara bırakın. Bu, gerçek sohbete odaklanmanızı ve anın tadını çıkarmanızı sağlar.

  7. Sosyal Medyayı "Silmeyin", "Kontrol Edin": Dijital detoks tamamen teknolojiden uzaklaşmak anlamına gelmez. Önemli olan, sağlıklı bir denge kurmaktır. Hangi uygulamaları ne kadar kullanacağınızı bilinçli bir şekilde seçin ve bu seçime sadık kalın. Gerekirse bazı uygulamaları telefonunuzdan tamamen silerek sadece bilgisayar üzerinden erişmeyi deneyebilirsiniz.

  8. Küçük ve Düzenli Molalar Verin: Ekran başında çalışırken veya uzun süre telefon kullanırken her 20-30 dakikada bir 5-10 dakikalık kısa molalar verin. Gözlerinizi dinlendirin, esneme hareketleri yapın ve kısa bir yürüyüşle kan dolaşımınızı hızlandırın.

  9. "Dijital Oruç" Günleri Belirleyin: Haftanın bir gününü veya birkaç saatini tamamen dijitalden uzak kalarak geçirmeyi deneyin. Başlangıçta zor gelse de, zamanla bu durum size iyi gelecektir.

Dijital detoks, modern yaşamın getirdiği bir ihtiyaç ve kişisel gelişim yolculuğumuzun önemli bir durağıdır. Bu adımları uygulayarak hem dijital dünyanın sunduğu faydalardan dengeli bir şekilde yararlanabilir hem de fiziksel ve zihinsel sağlığımızı koruyarak daha bilinçli, odaklanmış ve anlamlı bir yaşam sürebiliriz. Tabi bu yazdıklarımız tavsiye niteliğindedir uygulamak uygulamamak siz değerli okurlarımıza kalmıştır.

Devletler, Uzmanlar ve Aileler Neler Yapıyor? Ortak Bir Mücadele

Dijital dünyanın zararlı etkileri, artık sadece bireylerin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorunu haline geldi. Bu durum, devletleri, uzmanları ve aileleri bu tehlikeye karşı ortak bir mücadele başlatmaya yöneltti.

Devletlerin Rolü: Yasal Düzenlemeler ve Farkındalık Kampanyaları Bazı ülkeler, dijital bağımlılığın önüne geçmek için yasal adımlar atmaya başladı. Örneğin, Fransa'da 2017 yılında yürürlüğe giren "bağlantıyı kesme hakkı" yasası, çalışanların mesai saatleri dışında işle ilgili e-postalara veya mesajlara cevap vermek zorunda olmamasını güvence altına aldı. Bu yasa sayesinde, bir çalışan, akşam saat 8'de gelen bir iş e-postasına bakmak zorunda kalmadan zihinsel olarak dinlenebiliyor. Devletler ayrıca, akıl sağlığı üzerindeki etkileri azaltmak amacıyla dijital refah ve siber zorbalıkla mücadele konularında ulusal kampanyalar düzenler.

Uzmanların Katkıları: Bilinçlendirme ve Eğitim Programları Psikologlar, pedagoglar ve teknoloji uzmanları, dijital bağımlılığın psikolojik ve sosyal boyutlarını inceleyerek önemli katkılar sunar. Örneğin, birçok okul, öğrencilerine ve ailelerine yönelik "Dijital Refah Atölyeleri" düzenliyor. Bu atölyelerde, bir psikolog eşliğinde çocuklar sanal ortamda kendilerini nasıl koruyacaklarını öğrenirken, ebeveynler de çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kurarak ekran sürelerini nasıl yönetecekleri konusunda bilgi alıyor. Bu uzmanlar aynı zamanda terapi ve danışmanlık hizmetleri de sunar.

Ailelerin Sorumluluğu: Evde Disiplin ve Model Olma Dijital detoksun en önemli adımları aile içinde atılır. Örneğin, Yılmaz ailesi her akşam yemek saatini "telefonsuz zaman" ilan etti. Akşam yemeğine oturmadan önce tüm aile üyeleri telefonlarını bir sepete koyuyor. Bu sayede, yemek sırasında herkes telefon ekranına bakmak yerine birbirine odaklanıyor, gün içinde yaşadıklarını paylaşıyor ve aile bağlarını güçlendiriyor. Bu bilinçli yaklaşımlar, aile bağlarını güçlendirirken aynı zamanda çocukların dijital dünyayla daha dengeli bir ilişki kurmasını sağlar.

Follow us

an abstract photo of a curved building with a blue sky in the background

Get in touch

Share with visitors how they can contact you and encourage them to ask any questions they may have.